İstanbul’da yaz bitti, çünkü sinameki (Cassia Angustifolia) çiçek açtı. Küçük çalı gibi ince dallardaki, parlak sarı çiçekleri görünce kendimi hep okul açılacakmış, tekrar okula gidecekmiş gibi hissediyorum. Açılacak günden bir gece öncesi mutsuzluğun ötesini yaşardım. (Yarın!) Pazartesi sabahı arkadaşlarımı görünce her şey biterdi. Ama o gece yok mu, işte sinameki de bana böyle bir his veriyor. Zaten yaprakları kaynatıp müshil ilacı olarak kullanılıyormuş, pek hoş.
Neyse, ben okula gitmiyorum ama bu hafta açılacak Enka Vakfı’nın Sadi Gülçelik Tesisleri’nde okul bahçesiyle uğraşıyorum. Enka ailesinden Selim Gülçelik en iyi dostum. Bahçeye yardım etmemi istedi. (Selim bitkiden iyi anlıyor. Bana çaktırmıyor ama gizliden kitap okuyup, ders çalışır gibi bir hali var. İnşaat mühendisi, işi değil ama çoğu bitkilerin Latince ismini ezbere biliyor.) Çeşitli firmalara yaptırılan projeleri beğenmemişler. İnceledim, ben de hiç beğenmedim. Bakınca güzel şeyler var ama okul bahçesi yapmak biraz düşünce istiyor. Öncelikle kendinizi öğrenci yerine koymalısınız. Okul hangi dönemde açık, kışın gözünüz ne görmek istiyor. Öğrencilere moral mi yoksa sıkıntı mı vermek istiyorsunuz. Yaz ortasında açacak bitkilerin kime ne faydası var ki? (Ortanca, hatmi, berberis çalısı gibi.)
Yazın yapraklı, kışın kel pek çok bitki var. Odunu güzel olsa sorun yok. Huş – akaçaağaç ya da çınar ağacı gibi. Zakkum, porsuk gibi zehirli bitkiler önerilmiş. Anaokul, ilkokul çocuklarını düşünürsen biraz daha bilimsel çalışmanız lazım. Kışın yapraklı bitkiler seçtik. Çamlar, manolya, defne, kocayemiş, karayemiş gibi. İlkbaharda erken çiçek açıp hazirana kadar çocuklara moral verecek renkli bitkiler ayarladık. Yaprağını döken bitkilerden manolyalar, süs kirazları, süs elması, sarmaşık mor salkım, forshithia… Liste uzun. Belki sıkıcı ama sonuç iyi olacak. Bir iki sene içinde Enka’nın okul bahçesi muhteşem olacak. Benim garibime giden hazırlanan projelerin önceden düşünülmemiş olması. Neden her işimiz böyle baştan savma, yapmış olmak için yapılıyor anlamıyorum. En basit zannettiğin doğa hiç de o kadar kolay değil. Hele benim için hiç değil. Bu gidişle uğraştığım tekstil işini bırakıp tüm zamanımı peyzaj işine ayırmayı düşünüyorum. Bilgisayarda da internetten üniversite eğitimi başlıyormuş. Boş zamanımda da kurslar alıp kendimi daha da geliştirmeyi düşünüyorum.
Önümüzdeki haftadan itibaren sonbahar bitkilerini istemeyerek de olsa tanıtmaya devam edeceğim çünkü canım deniz, güneş, tatil istiyor.
Murat Pilevneli
Not: İçime doğmuş galiba,yıl 2006, tekstilden kurtulalı 7 sene geçmiş. Yazıyı kim yazmış diye baktım bir an!… Size tavsiyem, sevdiğiniz hobinizi iş haline getirmeye çalışın. Çok mutlu olacaksınız, çok!.