Hayvan avcılarını duydunuz, peki bitki avcılarını duymuş muydunuz? Bugün satılan pek çok bitki anavatanı olan ülkelerden alınmış, çoğaltılıp yeni şekillere sokulmuş. Bitki avcılarını ortalığı talan etmedikleri sürece seviyorum. Her şeyi sökerlerse olmaz. Laleler Hollanda’ya buralardan gitmiş, şimdi kaç yüz çeşidi var. Bizde olsa ilk günkü sayıları kadar kalırdı. Bu bahçe ilgisizliği daha ne kadar sürecek?
Bu hafta size zamanında Hollandalıların Güney Afrika’dan getirdiği çok sevdiğim bir bitkiyi tanıtmak istiyorum: Agapanthus. Latince karşılığı aşk çiçeği anlamındadır…
17. yüzyılın ilk yarısında İngiltere’de John Parkinson bu bitkiyi üretebilmiş ve onun sayesinde bugün benim bahçemde bile yetişen Agapanthuslar dünya pazarına sunulabilmiştir.
Agapanthus, maviden mora küçük çiçeklerin uzun bir sap ucunda buket halinde tamamlayıcı koyu yeşil kılıç gibi kalabalık yaprak grubuyla çok etkileyici bir bitkidir. Her türlü suyu geçirgen topraklarda güneşten yarı gölgeye hatta ağaç diplerinde karmaşık köklerle bile mutlu yaşayabilir. İstanbul’dan Mersin’e ılıman sıcak iklimlerde gelişebilir.
Agapanthus‘un bir özelliği var. Yazın bitki kökleri rutubetli olmalı, kışın da toprakta kuru kalmalı. Çiçek açabilmesi için bol miktarda çok sıkışık dikilmelidir. Serbest bırakılan kökler çiçek açmaz. Bahçenizde böyle durumda olan bitkileriniz varsa biraraya toplayın. Agapanthus saksıda da yetişebilir. Ama saksıyı da küçük tutun. Büyütmeyin, yoksa o canım çiçekleri göremezsiniz. Dikeceğiniz bu bitkiler çok uzun yaşar. Kışın kısa süreli de olsa kar yağışına dayanabilir. Çoğaltılması da kolay. Kışın ya da ilkbaharda kökten ayırmalar yapın. Ama bu yeni fidelerden ilk yaz için çiçek beklemeyin. Mavi – mor çiçekler geçtikten sonra tohumlar gelişmeye başlar. Yaz sonunda tohumları dikebilirsiniz. Gelişmesi de yavaştır. 3 – 4 senede büyüyebilir. Üretimi kökten demiştim ama önemli bir şey var. Ayrılan fidelerin yaprağını yarıya kadar kesin, geliştirmek için sulamaya devam edin (Esas bitkide değil).
Beyaz çiçeklisi, yaprakları ve çiçeği minyatür gibi olanı, alacalı yapraklısı ve kışın tepesi kaybolan baharda tekrar çıkan türleri de sonradan üretilmiştir. Agapanthus‘un doğalı yaz kış yeşil yapraklı kalır.
Bu bitkiyi duvar önlerinde fazla sarı çiçeklerin arasında ya da yürüme bantlarının kenarında gruplar halinde kullanmayı severim. Bugüne kadar gördüğüm en güzel gruplar Büyükada’nın Nizam Plajı tarafında denize kadar uzanan büyük bir arazideydi. Çok uzaktan dev mavilik gördüm. Yakınlaştıkça bitkiyi tanıdım (Öbek büyüdükçe daha ilginç oluyor).
Renklerini, şeklini, yapraklarını görebildiğiniz için içinde bulunduğunuz günlerde bu bitkiden satın alabilirsiniz. Zor bulunan beyaz çiçeklisini ve alaçalı yapraklısını koleksiyon yapıyorsanız tavsiye ederim. Ama benim gönlüm mavi – morda. Renkli günler dilerim.
Murat Pilevneli