• Skip to main content
  • Birinci sidebar'a geç

BAHÇEVAN

Arşiv >> Mart 1999

Plastik gibi (Muscari-müşkülüm) – Milliyet Vitrin

muscariMavi, mor ve beyaz doğadaki yeşille en uyumlu, gözü rahatsız etmeyen renklerdir. Bu renklerin diğer renklerle doğru kullanılması peyzaj uygulamalarındaki başarının anahtarıdır. İçinde bulunduğumuz ilkbahar günlerinde açan muscariler (Muscari Tubergenianum) mavi rengin en çarpıcı örneklerindendir. Soğanlı olup 20 cm’e kadar yükselebilen üst gövdesi plastik gibi düz yaprakların içinden bir sap üzerinde boncuk boncuk dizili o etkileyici çiçekleri çıkartır. O kadar etkileyiciler ki bazen gördükçe onları ısırasım, yiyesim geliyor.

Anavatanı Anadolu, Asya, Balkanlar olan muscari ülkemizde dağ sümbülü, müşkülüm, morbaş, camız memesi, gavur soğanı gibi isimlerle bilinmektedir. Özellikle Antalya ve Denizli çevresinde yetişir. Esas tür dışında da Erzincan Kemaliye’de “Fenzl – Keşişbaşı” ismiyle Muscari Azureum yetişmektedir.

Tam güneşten yarı gölgeye kadar, özellikle kireçli olan her türlü toprakta iyi gelişmektedir. Gelişme zamanı sulanmayı yani ilkbahar yağmurlarını sever. Kar yağışı, don bitkiyi pek etkilemez.

Muscari düzgün olmayan ormansı bahçeler için idealdir. Her türlü gelişmiş çalı dibinde iyi yetişebilir. Soğanı kaplayan az miktar toprak bile açmaya yetebilir. Mis gibi kokulu mor – mavi renkler en güzel şu anda açan Forshithialar’ın sarı çiçekleriyle etkileyici durabilir. (Forshithia küçük sarı trompet şeklinde tüm çalının dallarını kaplamış, katırtırnağı gibi açan bir bitki. Dikkat edin etrafınızda dolu var!)

muscari

Muscariler yürüme yollarındaki çatlaklarda, azıcık toprak parçalarında, çim yerine değişik yer örtücüler arayanlara en iyi seçimdir. Mor hercai menekşeler, nergisler, çuha çiçekleri gibi mevsimlik çiçeklerle gruplamalarda kullanılabilir.

Yabani bahçe seviyorsanız çim tohumu atarken, muscarileri de serpin (sonbaharda!). Aslında kendi soğan boyunun iki misli toprak altına yerleşmesi gerekirken bu bitki gelişigüzel kabartılmış toprağa atılsa bile ilkbaharda açar.

muscariÜretimi bahçenizdeki gruplaşmış muscarilerin çiçeklerinden sonraki yapraklarının da yok olmaya başladığı dönemde kökten ayırmayla yapılmaktadır. 3 – 4 senede bir grupları azaltmak muscarilere de iyi gelebilir. Aksi takdirde çıldırmış gibi her yeri mavi deniz haline getirebilirler.

İç mekanlarda sümbül gibi saksıyla gelişen bu bitkinin sonradan laboratuvarlarda üretilmiş ince tel, patlamış gibi kokulu bir türü ve beyazı vardır.

Bahçenizde laleler gibi çiçeklerinden sonra sökülmesi gerekmiyor. Ama toprak altı soğan yiyici haşeratlar varsa yapraklarda yok olduktan sonra söküp kuru, karanlık bir ortamda tekrar dikime kadar saklayın. Soğanlarda zamanla yavrular oluşturabilir. Elle kopartıp yeni fideler için saklayın. Muscariler pek hastalanmaz. Sadece çiçekli döneminde potasyum bazlı gül gübresi ister. Bir de kış başlamadan toprağın yanmış büyükbaş hayvan (özellikle at) gübresiyle kaplanmasını ister.

Murat Pilevneli.

Mart 27, 1999 · 2 Yorum Kategori: Yazilarim

Biraz tür toplayalım (Cycas palmiyeleri -Clivia)- Milliyet Vitrin

Uzun zamandır hazırladığım bir projedeki mutfağın devamı olan cam seraya, haşlanan kamelyalar yerine ne dikeceğime karar verememiştim. Aslında seradaki kamelya Dolmabahçe Sarayı’nda ya da Maslak Kasrı’ndakiler gibi çok iyi olabilecekti. Ama ısıcam ve açılır tavan kullandığım halde bile sıcaklığa dayanamadı. Artık bahçede gelişecekler.

Onların yerine Cycas palmiyeleri aldım. Tarihin dinozorlar döneminde bile yaşamış bu dikensi, testere balığının burnu gibi ilginç yapraklar beni hep büyülemişti. Bence tüm güney sahillerimizde küçük bahçelerde büyük palmiyelere alternatif olarak dikilmesi gerekiyor. Biraz pahalı, yavaş gelişiyor ama değer!

cycas

Palmiyeleri Samandıra’dan, Gülser Ayata’nın fidanlığından aldım. Küçükten büyüğe pek çok çeşidi var. İlginenler için telefonu (0216) 311 15 38 – 311 77 01.

Asıl ilgimi çeken, beni şaşırtan seradaki açmış clivialardı. Clivia aslında tropik kuşakta yaşayan soğanlı gölge bitkisi. Yurdumuzda kışları 6 dereceden soğuk olmayan yörelerde yetişebilir. Ağaç dibinde, kışın fazla su almayan, akşam güneşinden etkilenmeyen bol yaprak çürüklü, suyu geçirgen topraklarda, ortamlarda gelişebilir. Böyle bir ikliminiz, toprağınız yoksa o halde cliviayı evde saksı bitkisi olarak kullanmanız gerekiyor!

clivia

Bitkinin en güzel örneklerini evime yakın, Çiftehavuzlar’daki Büyük Kulüp’te gördüm. Bahçeyi kim yapmış bilmiyorum ama çok başarılı. Her şey yerli yerinde, gözün istediği gibi bol, blok halinde kullanılmış. Sözünü ettiğim seranın sahibesi Gülser Hanım, cliviayla gelen herkesin ilgilendiğini ama değişik bulup, yetiştiremeyeceklerinden korktukları için almadıklarından yakınıyor. Evet, biz kargadan başka kuş, çam’dan başka ağaç tanımak istemeyiz! Neden? Çünkü moda değil de ondan!

Halbuki yurtdışında, özellikle İngiltere’de en popüler bitki. Evde karanlığı sevmesi, fazla su istememesi (ama yazın istiyor), kış sonunda muazzam portakal rengi çiçekler açması bence çok önemli. Yaprakları daimi koyu yeşil. 50 – 60 santimetre boyundaki çiçekler, saksı ufaldıkça, bitki de sıkışıksa o oranda çok açıyor. Açan çiçek neredeyse bir ay üzerinde kalıyor. Bence, bu tip bir şeye, bir renge 1.5 milyonla 5 milyon arasında bir para pek fazla değil. Serada dev gibi gelişmişleri de var ve 80 milyon civarında. Gidin de görün. Bu çiçekli hali mağazalarda, bina girişlerinde, çiçek düzenlemelerinde kullanılmalı. Eminim şu anda New York’ta, 5. Cadde’deki Takashimaya dükkanı orkide ve clivialarla kaynıyordur.

Artık sözünü ettiğim kalıpları, modaları kırıp tür toplayalım. Biz toplamazsak o bitkiler ne olacak? Bizim de Japonlar, İngilizler kadar bitki meraklısı bir toplum olmamızı istiyorum. Keşke! Ama zor…

Murat Pilevneli.

Mart 13, 1999 · Henüz yorum yok Kategori: Yazilarim

  • Go to page 1
  • Go to page 2
  • Sonraki »

Birincil kenar çubuğu

MURAT PİLEVNELİ Hakkında

Murat Pilevneli Hakkında

Arşiv

  • Mayıs 2010
  • Mart 2008
  • Ocak 2008
  • Aralık 2007
  • Kasım 2007
  • Ekim 2007
  • Eylül 2007
  • Ağustos 2007
  • Temmuz 2007
  • Haziran 2007
  • Mayıs 2007
  • Nisan 2007
  • Mart 2007
  • Şubat 2007
  • Ocak 2007
  • Aralık 2006
  • Kasım 2006
  • Ekim 2006
  • Eylül 2006
  • Ağustos 2006
  • Temmuz 2006
  • Haziran 2006
  • Mayıs 2006
  • Nisan 2006
  • Aralık 2003
  • Kasım 2003
  • Ağustos 2003
  • Temmuz 2003
  • Haziran 2003
  • Mayıs 2003
  • Nisan 2003
  • Mart 2003
  • Şubat 2003
  • Ocak 2003
  • Haziran 2002
  • Nisan 2002
  • Şubat 2002
  • Haziran 2001
  • Mart 2001
  • Şubat 2001
  • Kasım 2000
  • Ocak 2000
  • Aralık 1999
  • Kasım 1999
  • Ekim 1999
  • Eylül 1999
  • Haziran 1999
  • Mayıs 1999
  • Nisan 1999
  • Mart 1999
  • Şubat 1999
  • Ocak 1999
  • Aralık 1998
  • Kasım 1998
  • Ekim 1998
  • Eylül 1998
  • Ağustos 1998
  • Temmuz 1998
  • Haziran 1998
  • Mayıs 1998
  • Nisan 1998
  • Mart 1998
  • Mayıs 1997

COPYRIGHT © 2023 · Murat Pilevneli