Kategoriler
Yazilarim

Selvi davayı kaybetti (Çit bitkileri)

Görüntüsü güzel mi güzel. Ancak selviyi dikerken yine de çok dikkatli olmanız gerekiyor. Yoksa başınız derde girebilir!

Leylandii Geçen hafta İngiltere’de tam bana göre bir konu gündemdeydi. Belki biraz boş ama günün birinde burada da olabilir! Efendim, Michael Jones isimli bahçe meraklısı bir bey, yan evdeki komşusunu çim ve bitkilerini öldürdü diye dava etmiş, mahkemeyi de kazanıp 100 bin pound’u (çok büyük para) cebe indirmiş. Komşu tahmin ettiğiniz zehir, kezzap gibi maddeler kullanmamış. Aksine; sadece çit diye yan yana Cupressocyparis leylandii selvileri dikmiş. Senede 2 – 3 kez makaslamamış; bırakmış, 6 – 7 metre yükselmişler. Durum böyle olunca Michael Bey’in bahçesine gelen güneş kesilmiş, çimi kararmış, bitkileri de ölmüş. Evet, meşhur konu işte bu!

İngilizlerin kanunlarında 2 metreden yüksek duvar yapmak yasak ama bitki boyu ya da çitler için belirli bir ölçüt yok. Şimdi botanikçiler belki de karar verip polenli kavakların yasaklanması gibi gariban leylandii selvilerinin de şehir içine dikimini engellemeyi düşünüyorlarmış. Leylandiilerin hiç suçu yok. Suç onları yanlış yere dikenlerde.

Leylandii

Ağaç senede 1 metre yükselen biraz da enine gelişen bir tür selvi (Normal mezarlık selvileri gibi ince uzun değil; biraz şişkin, dev mazı gibi). Yerini severse arsızca gelişiyor. Fazla rüzgarda devrilmesin diye bağlamakla uğraşmamak için, ilk dikimde doğru korunaklı yerleri seçin. Bol aralıklarla dikin, hayvansal gübre vermeyin, çok sulamayın, biraz kuru kalıp kazık kök yapsın. İyi sulama yüzeysel kökleri geliştirdiği için devrilme riskinide beraberinde getirebiliyor.
Bitki İngiltere’de olduğu gibi Türkiye’de de pek moda. Yeni bahçelerde parayı bol bulmuş gibi dikmek, mümkünse en büyüklerini almak; tıpkı gece kulüplerinde masaya yanardöner meyve ve şişe viski açtırmak gibi bir şey. Düşünsenize, birkaç sene sonra havalı bitki salon ya da odalarınıza güneşi sokmuyor; bol bol kabak gibi leylandii seyrediyorsunuz. Aman ne hoş!

Amacınız çit yapmaksa ve daimi yeşil oluşu tercihinizse porsuktan (Taxus) şaşmayın (yavas gelişir!) ayrıca, Defne, photinia (alev ağacı), karayemiş, kocayemis, bambu, Ilex, Osmanthus, Ligustrum, Ateş dikeni, kartopu (Viburnum Tinus, ama en iyisi Viburnum Lucidum), pittospurum, hatta manolya, kamelya bile iyidir.
Yaprağını döken tür istiyorsanız leylak, erguvan, Forsythia, Berberis, ılgın, kayın, gürgen, alıç, hatmi, japon ayvası, japon akçaağaçları ya da kırmız yada yeşil yapraklı eriği seçmelisiniz.

leylandii
Lütfen küçük mekanlara daimi yeşil dev bitkiler dikmeyin (Leylandii, manolya, sequoia gibi). Yaprağını döken bitkileri ve bu tipe giren çamlardan Metasequoia ya da Larix’i dikin. Amacınız illa daimi yeşilse çam türlerinden sedirleri tercih edin.

Her şeyin bir kültürü olduğu gibi bahçelerin de vardır. Dikenli tel, komşu duvara selvi ya da kavak çit dikmek, hemen bitişiğe dev barbekü bacası yerleştirmek… Örnek bol! Ama artık 21. yüzyıl Türkiyesi’nde böyle komiklikler olamaz. Günün birinde karşınıza sinirli Michael Bey gibi biri çıkıp sizi dava ederse şimdiden hazırlıklı olun, kıymetli paralarınız avcunuzdan uçabilir. Yol yakınken bahçenize, şekline iyi bakın. Minyatür ağaç, çiçek dikmediğinize göre ayağınızı denk alın. Doğru bitkileri doğru mesafelerle dikin.

Acer G.Haftanın güzeli

Acer griseum, sonbahar renkleri muhteşem olan akçaağaç ailesinden. 1901’de bitki avcısı Ernest Wilson’un Çin’den getirip çoğalttığı küçük bir ağaç. Parlak kırmızı dökülme rengi dışında esas önemi, soyulan kabuğunda. Betula (huş) gibi kşın odunu yer yer soyulup daha parlak iç kırmızı rengi açığa çıkıyor. Diğer akçaağaçların bol bol dökülen kanatlı tohumları bunda az. Sadece tohumlar yan yana birkaç aynı ağaç beraber dikilirse çoğalıyor ve etrafta kendiliğinden yeni fidanlar fışkırıyor. Türkiye’de Karacaağaç Müzesi’nde mutlaka vardır. İstanbul’da bir tek Demir Sera da buldum. Tel: 0216 422 31 03. Unutmadan belirteyim, biraz rutubet ve serinlik istiyor. Tam kuzey iklim ağacı…

Japon çılgınlığı

Kare karpuz

Japonların son çılgınlıklarından iyi bir örnek; “küp karpuz”. Plastik kabın içerisinde zorla şekillendirilen bu gırgır meyvenin tadının pek hoş olmadığı söyleniyor. 60 milyon lira civarındaymış. Almayayım, alana da mani olmayayım…

Promosyoncular, seneye yılbaşına uğraşın bakalım. Bu yüzyılı kaçırdınız!

Ucgen karpuz

Not:
Bu yazıyı 1999 senesinde yazmışım.
2005 senesi gazetelerinde, haber sayfalarında, yeni konuymuş gibi, büyük puntolarla yazdılar!.

Bir yeni üretilmiş karpuz daha var, oda üçgen … Bakalım, o kaç sene sonra konu olacak…
Murat Pilevneli.

Kategoriler
Yazilarim

Tropik güzel geri döndü, Strelitzia (Flamingo- Cennet çiçeği-)- Milliyet Vitrin

60’lı yılların giysileri, şarkıları ve mobilyalarından sonra çiçekleri de moda oldu. Özellikle Strelitzia çok etkileyici bir görünüm sunuyor.

starlice 1960’lı yılların mobilya, giyim tarzı ve şarkılarının tekrar moda olduğunu yazmıştım. Yurtdışında, özellikle İngiltere ve Amerika’da iş çığırından çıkmış; bu tip malzeme satan yüzlerce dükkan açılmış. Bizde de tek tük örnekleri var. Ortaköy’deki Rafi’nin kafesi Myott, Horhor’daki Antikacı Taner’in yeri gibi… Antikalar bir yana, beni daha çok bitkiler ilgilendiriyor. Esas moda bu dönemden paşakılıcı, devetabanı, kauçuk ve flamingo çiçeği ‘Strelitzia‘…

Paşakılıçlarıyla beraber gri kaktüsler ev içi dekorasyonunda, hazır halde, korkunç paralara satılıyor. Devetabanı da minimalizm akımıyla tekrar hortladı. Dev cam vazoların içine konacak sünger gibi yardımcı malzemeleri gizlemek için kullanılıyor. Kauçuk bildiğiniz gibi. Unutmadan belirteyim; kauçuk, hani şu ofislerde en çok kullanılan ‘Ficus benjamin‘in amcası sayılır. Dedeleri de bildiğiniz incir. Yani hepsi akraba…

Bu haftaki bitkimiz cennet kuşu ya da flamingo çiçeği gibi isimlerle tanınan ‘Strelitzia reginae‘. Bitkiyi en çok kesme çiçek satan dükkanlarda görebilirsiniz. Toptancısında bir tanesi 5 milyon (kesme). Halbuki Bodrum’da esas bitki 12 milyon 500 bin lira. Bodrum Botanik’te var. Tel: 0252 358 51 79. Güneyde yerde, bol güneşli kuytu her alanda; kuzeye çıktıkça kuytu, rüzgara kapalı tüm alanlarda, teras ve kapalı seralarda iyi gelişiyor. İstanbul’da Demir Arboratum‘da var ama daha pahalı. Kuzeyde deniz kenarı alanlarda çok daha iyi gelişiyor.

Starlice

Bitki daimi yeşil, mevsimlik bir çiçek. 1.5 metre kadar yükselebiliyor. Yaprakları sert, kalıcı. Çiçeği, yaprağı kesme çiçek diye ayrı ayrı satılıyor. Kesme ihracatı yapacaksanız iyi bir örnek. Dev aranjmanların hep tepesinde strelitzia vardır. Toprakta biraz kireç, yaprak çürüğü seviyor. Kışın soğuktan etkilense bile tekrar sürüyor. Grup halinde mükemmel. Daha şık bir manzara olamaz!
S. Alba

Bu yaprak rengine mor çiçeklileri tavsiye ederim. Turuncu – gri – mor çok şık olur.

Bitkinin muz gibi büyüyen, beyaz çiçek açan türü de var (Strelitzia alba). Kuytu alanlara tavsiye ederim. Bu çiçeği İzmir Solo Peysaj’da bulabilirsiniz. Tel: 0232 259 00 99.

S Alba

Tüm strelitzia’lar tohumdan üretilir. Ama çok yavaş bir iş. Asıl ilkbaharda kökten ayırmayla çoğalıyor. Zaten bir, iki kök size yeter. Yerinde çoğalıyor. Unutmadan uyarayım, çok suyu sevmez. Kararında olmalı. Fazlası kök çürümesi yapıyor.

Her şey bir yana beni kesme çiçek ilgilendiriyor diyorsanız; dümdüz, rakı bardağı gibi kesimsiz 50 – 60 cm.lik bir vazoya az suyla, 1 – 2 tane kesilmemiş uzun çiçek ve bir yaprak koyun. Su “az” olmalı çünkü minimalizm öyle istiyor!

Kışın karanlığına bir ışık…

Betula Utilis

Betula utilis yani huş. Hani şu gövdesi akkavak gibi bembeyaz, soyulup içinden daha beyaz odunu çıkan ağaç. Kışın karanlık günlerine bahçenin bir köşesinde ampul etkisi getiriyor. Koyu renk çamların, duvarların önünde incecik tül gibi dallarıyla İskandinav sadeliği getiriyor. Rutubetli, biraz serin bölgelerde; altın sonbahar rengiyle de tavsiye ederim.
Murat Pilevneli.