• Skip to main content
  • Birinci sidebar'a geç

BAHÇEVAN

Arşiv >> Ocak 2003

Karanlık seven çiçekler, Atatürk Çiçeği (Poinsettia) – Atlas (Schlumbergera)

Ataturk CicegiAralık – ocak ayları iki tipik bitkinin gösteri zamanıdır. Bütün sene uğraşıp bu kısacık gösteriyi hazırlayan bitkilere siz de yardımcı olabilirsiniz, Nasıl mı? Buyrun bakalım…

Evvel zaman içinde, kalbur saman içinde Meksikalı, yeşil yapraklı bir çiçek varmış. Sonbahardan yılbaşına kadar geceleri üzerine simsiyah örtüler örtünüp 12 -14 saat karanlıkta uyurmuş, yılsonunda bir gece örtülerini üstünden atıp ortaya çıkmış. 0 ne, bizim yemyeşil çiçek olmuş mu bir kızıl afet… Görenler şaşmış kalmış… Masal da bitmiş…

Hah ha… Evet gerçeğe dönersek eğer, bildiğiniz meşhuuur Atatürk Çiçeği, yani dünyaca bilinen ismiyle Poinsettia, bukalemun gibi tipik, renk değiştiren bir bitki. O tepedeki ilginç renkler çiçek değil. Onlar yaprak. Çiçekler yaprakların arasında, gözle zor görülen minicik sarı olanlar. Ne yazık ki yılbaşı bitince bakımları zor olduğu için bir bir çöpe atılıyorlar.

Ataturk Cicegi
Aslında o kadar da kaprisli bitki değiller. Sıcağı pek sevmiyorlar o kadar, bir de yapraklarındaki kuru havayı. Kuru kaldıklarında etrafını nereden çıktığı belli olmayan beyaz kelebekler sarıyor. Bu onlar için olduğu kadar sizin için de tehlikeli. Atatürk Çiçekleri’ni yaz sonunda 10 cm. uzunluğunda kırıp kırıp saksıya daldırın. Az sulayın, yapraklanmaya başladıktan sonra normal haftalık sulamasına özen gösterin. Yılsonuna doğru gösteri zamanında rutubeti biraz arttırın. Renklenmeleri için de ışık miktarıyla oynayın. Yapraklar dökülmeye başlarsa, üretim zamanında bir vesileyle gövdesiyle işiniz olursa dikkat edin, içinde bembeyaz zehirli özütü akıyor. İncir türleri gibi cildinizde tahriş yapabilir.

Ataturk Cicegi

Poinsettia’lar senelerdir yılbaşında dekor gibi kullanılıyor. Zamanında Atatürk bitkiyi bir serada görüp beğenmiş. İsmi bu sebeple bizde Atatürk Çiçeği. Kırmızı dışında genleriyle oynanıp sonradan üretilmiş beyaz, pembe ya da iki renk örnekleri de var. Sıcak şehirlerde açık havada gelişiyorlar. Yarı gölge seviyorlar. 3 metrelik örnekleri Bodrum ve Marmaris’te dolu…

AtlasAralık – ocak aylarında günler kısaldıkça çiçek açan bir bitki daha. Ama bu kez yapraklar değişik, etli… Schlumbergera yani nam-ı diğer Atlas, Brezilya’nın Orgel Dağları’ndan tüm dünyaya yayılmış bir bitki.

Doğasında ağaçlarda yaşayan bir parazittir, (ökse otu tipinde) Gelişme, çiçeklenme ve dinlenme dönemleri vardır. Gelişimi yazın, çiçeklenmesi bu aylarda, dinlenmesi de geçen çiçeklerden sonra oluşan meyveler dökülünce olacaktır.

Dönemleri yazıyorum çünkü her dönemin kendine has sulanma miktarı var. Gelişimde en çok, diğer zamanlarda az, dinlenmede en az miktarlarda sulanmaları lazım. İsmi kaktüs diye aman sulamayalım demeyin! Zaten bu kaktüs sulanmaz fikri de nereden çıkmış anlamıyorum. Her bitkide olduğu gibi kaktüsler de su ister. Ne az ne çok, biraz bilinçli sulanmaları gerekiyor o kadar.

Atlas gelişim sırasında temiz havaya bayılır. Yeriniz varsa ilkbahardan yaz sonuna kadar balkonda ya da bahçenizde diğer saksılarla beraber bakım yapabilirsiniz. Aydınlık, yarı gölgeli alanlarda iyi gelişiyor. Kaktüs diye tam güneşe atmayın!

Atlas

Üretilişi kolay ama bir önemli şartı var. Dilediğiniz yeni sürgünü kopartıp birkaç zaman dikmeden, suya sokmadan kuru bırakın. Galiba bu adam yanlış yazmış, boşver dikelim dediğiniz anda toprağa dikin.Sulanmasına başlayın.

Atlaslar aşağı doğru büyür demiştim, saksıyı başta ince uzun seçerseniz gelişimleri ve seyirleri daha kolay olacak. Dikimde büyük marketlerde de zar zor bulabileceğiniz kaktüs toprağı kullanın! Bulabiliyorsanız da kaktüs gübresi alın, şişkolaşmaları için yararlı olabilir.

Murat Pilevneli.

Ocak 1, 2003 · 67 Yorum Kategori: Yazilarim

Birincil kenar çubuğu

MURAT PİLEVNELİ Hakkında

Murat Pilevneli Hakkında

Arşiv

  • Mayıs 2010
  • Mart 2008
  • Ocak 2008
  • Aralık 2007
  • Kasım 2007
  • Ekim 2007
  • Eylül 2007
  • Ağustos 2007
  • Temmuz 2007
  • Haziran 2007
  • Mayıs 2007
  • Nisan 2007
  • Mart 2007
  • Şubat 2007
  • Ocak 2007
  • Aralık 2006
  • Kasım 2006
  • Ekim 2006
  • Eylül 2006
  • Ağustos 2006
  • Temmuz 2006
  • Haziran 2006
  • Mayıs 2006
  • Nisan 2006
  • Aralık 2003
  • Kasım 2003
  • Ağustos 2003
  • Temmuz 2003
  • Haziran 2003
  • Mayıs 2003
  • Nisan 2003
  • Mart 2003
  • Şubat 2003
  • Ocak 2003
  • Haziran 2002
  • Nisan 2002
  • Şubat 2002
  • Haziran 2001
  • Mart 2001
  • Şubat 2001
  • Kasım 2000
  • Ocak 2000
  • Aralık 1999
  • Kasım 1999
  • Ekim 1999
  • Eylül 1999
  • Haziran 1999
  • Mayıs 1999
  • Nisan 1999
  • Mart 1999
  • Şubat 1999
  • Ocak 1999
  • Aralık 1998
  • Kasım 1998
  • Ekim 1998
  • Eylül 1998
  • Ağustos 1998
  • Temmuz 1998
  • Haziran 1998
  • Mayıs 1998
  • Nisan 1998
  • Mart 1998
  • Mayıs 1997

COPYRIGHT © 2023 · Murat Pilevneli